Öğretmen ders verir

Öğretmen ders verir

Öğretmen ders verir

Atatürk’ün, toplumun en özverili ve saygıdeğer unsuru olarak gördüğü öğretmenlerle ilgili “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız” düşüncesini Cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekliğe dönüştüren öncü Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’ydi (1 Ocak 1894-1 Ocak 1929).

Üç yıllık bakanlığı döneminde eğitimde Talim Terbiye Kurulu’nu kurmak, Millet Mekteplerini açmak, yeni Türk harflerini ve Öğretim Birliği Yasası’nı en kapsamlı biçimde uygulamak karma eğitimi sağlamak gibi dev adımlar attı.

O, “Eğitimde asıl olan öğretmenliktir (…) Bütün ülkede eğitimin canlanması için kesinkes bir öğretmen ordusuna gereksinme vardır” düşüncesiyle Cumhuriyet öğretmeni yaratmak, öğretmenlik mesleğini güçlendirmek, öğretmenliğe büyük saygınlık kazandırmak isteyen devrimci bir örgütçüydü.

Kadrosunda Nafi Atuf Kansu, Hasan-Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, Rüştü Uzel de vardı.

ÖĞRETMENE SAYGI

Mustafa Necati, Maraş milletvekillerince “meslek toplantıları yapıyor, balolar düzenliyor, halk bunları istemiyor” diye şikâyet edilen Maraş milli eğitim müdürüne telgraf çekti:

“Bu yakınmalar sürerse seni oradan başka ve daha büyük bir ile atayacağım. Ancak bu güzel girişimlerinden vazgeçersen seni görevinden alırım.”

Kemah’ta köylülere baskı yapan bucak müdürünü eleştirdiği için “Köylüleri kışkırtıyor” diye şikâyet edilen bir öğretmen hakkında içişleri bakanına şöyle yazdı:

“Valiniz öğretmenime bir daha böyle haksız davranırsa, onu valilikten almanızı rica ederim.”

İçel’de ilkokul öğretmenleri il bütçesinden maaşlarını alamayınca valiye telgraf çekti:

“24 saatte ne yapıp yapıp öğretmenlerin aylıklarını ödeyemezsen, onların hepsini bunu yapabilen bir ile atayacağım.”

Ertesi gün maaşlar ödenince içişleri bakanına, öğretmene saygı ve ilgi duymayan bir valiyle çalışamayacağını bildirdi:

“Bu vali, öğretmenlerin aylıklarını ödeyebiliyor idiyse neden böyle geciktirmişti, ödeyemiyor idiyse nasıl olup da böyle kısa bir sürede ödedi.”

Gazi Eğitim Enstitüsü’nün kurulmasında “Para yok” diyen maliye bakanına şöyle dedi:

“Ben maarif vekiliyim, vazifem mektep açmaktır, yapamazsam, ayrılırım, yapabilen gelir. Siz maliye vekilisiniz; vazifeniz buna para bulmaktır, bulamazsanız, siz ayrılırsınız, bulabilen gelir.”

DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE

Şevket Süreyya Aydemir’in “Laik öğretim, karma öğretim gibi ileri memleketlerin hâlâ tartışmasını yaptıkları cesur ve ileri hamleler”in öncüsü dediği Mustafa Necati’nin genç ölümüne Atatürk’ün ağlamasının tanıkları Afet İnan ve Falih Rıfkı Atay’dır.

Ölümünün ardından Yunus Nadi şöyle yazdı:

“Şuna emin ol ki Necati, beraber uğruna hayat ve mematımızı vakfettiğimiz istiklal ve inkılap saflarında senin yerini doldurmak vazifesi dahi bize ve bütün millete terettüp etmiştir (düşmüştür). Emin ol çocuk, emin ol arkadaş. Uğrunda çalıştığın vazifeye devam olunacaktır.”

Dr. Niyazi Altunya, Milli Eğitimde Mustafa Necati Dönemi adlı kitabında, bu “Öğretmenlerin gönlünde taht kurmuş bir büyük devrimci ve örgütçü”nün gerçekleştirdiklerini belgeleriyle sundu.

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği onu Ölümünün 80. Yıldönümünde Mustafa Necati ve Eğitim Devrimi/ Sempozyum Bildirileri adlı kitapla selamladı.

Cumhur Utku, Mustafa Necati’nin yaşamını romanlaştırdı: Devrimin Çoban Yıldızı (Berfin).

***

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü, Fakir Baykurt’un unutulmaz sözüyle kutluyorum:

“Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir.”

Öner Yağcı

Cumhuriyet.com

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

1 Yorum