Öğretmen üç ay evde yatıyor!

Öğretmen üç ay evde yatıyor!

Öğretmen üç ay evde yatıyor!

Halk arasında dolaşan bu kent efsanesi uzun yıllardır dolaşımda ne yazık ki!..

Tam 9 ay her gün yüzlerce öğrencinin her türlü sorunuyla ilgilenen, okuldaki o bitip tükenmeyen gürültü ve uğultuya rağmen dünyanın bu en zor mesleğini göğüsleyen öğretmenin bu ağır mesleki deformasyonu hiç konuşulmaz!

Öğrenci kavga eder öğretmen oradadır. Ailesiyle sorun yaşamıştır, gergindir, huzursuzdur öğretmen fark eder, konuşur. Öğrenci, diğer öğrenciyle kapışır, araya giren öğretmendir. Öğrenci her türlü terbiyesizliği icra eder, görmezden gelen, affeden, ona bilgi vermeye devam eden öğretmendir. Sınıfta kimi zaman kıyamet kopar, 30 ses aynı andan birbirine karışır, o kakofoniyi kafa ve sineye çeken yine öğretmendir.

Öğretmen üç ay evde yatıyor!

Devamsızlık hakkını dolduran, okula uğramayan, derse gelse bile uyuyan, geldiği gün kavgalara karışan öğrencinin velisi bütün bu vukuatlar gerçekleşirken sessizdir, habersizdir, umarsızdır. Ancak, karneler hazırlanıp notlar e-Okul'a düştüğü gün okulu basmaya gelirler! “Siz benim çocuğumu nasıl sınıfta bırakırsınız, sizi CİMER’e şikâyet edeceğim” diye her türlü tehdit, hakaret havada uçuşur. Tabii bazen de yumruklar! Öyle ya öğretmen şamaroğlanıdır!

Öğretmen üç ay evde yatıyor!

Hayatında üç kitap okumamış, hiçbir ders hakkında bilgisi ve görgüsü olmayan veli, gelip öğretmene işini de öğretmeye kalkar. Evet evet bunu da yapar. Şu üç ay evde yatan kişiye tatile girmeden haddini bildirmek lazımdır. Çocuğunu "melek", öğretmeni "şeytanlaştıran" veli öyle pişkin davranır ki öğretmen sadece seyreder!

Bu sistem, öğretmeni sahiplenmezse şayet, bu eğitim sistemini kaç kez değiştirirlerse değiştirsinler hiçbir şey değişmez. Disiplin ve yaptırımlar önce öğrenciye, sonra velisine ve en sonra da sistemin kendisine şart olsun! Oysa sistem her defasında dönüp dolaşıp öğretmeni sopalıyor! Bu gidişat nereye? Okullarımızdan artık özlemini duyduğumuz nesil yetişmiyor yazık ki. Yetişemiyor. İnternet, bütün sosyolojiyi zehirlemekle kalmadı, geleceğimizi de egemenliği altına aldı. Sosyal medya kullanımının ülkemizde sınırlandırılması; daha açık söylemek gerekirse tamamen yasaklanması geleceğimiz adına önemlidir.

Öğretmen üç ay evde yatıyor!

Dersler biter, öğrenci yavaş yavaş devamsızlık hakkını kullanır, geride yine öğretmen kalır. Doğru düzgün yazı yazmayı öğrenememiş, elli kelimeyi dahi bir araya getirmeye üşenen öğrencinin amiyane tabirle Çin yazısını okuyup anlamaya çalışan, o notları e-Okul'a tek tek işleyen, bunların yanında sayısız evrakla boğuşan yine öğretmendir.

Öğretmen, okul tatil olduktan, öğrenciler okuldan çekildikten sonra da iki hafta daha okula gitmeye devam ediyor. Eski MEB Bakanı Sayın Mahmut Özer Beyefendinin bu ağır iş yükünü görüp uygulamaya soktuğu uzaktan online seminer çalışması yapılması kararı öğretmenler arasında memnuniyetle karşılanmıştı. Ne yazık ki bu uygulama kaldırıldı!

Öğretmen üç ay evde yatıyor!

Hayır, bu doğru değil! Öğretmen temmuz ayına kadar okula devem eder. İki ay tatili olan öğretmenler eylül başında da yine görevlerine döner. Görev tanımı eğitim öğretim olan öğretmen öğrencinin olmadığı okula gidip ne yapsın? Bir odası mı var ki çalışma yapsın? Gerçekçi bir kariyer ünvanı mı var? Fakülte mezunu olduğu hâlde en düşük maaşlı memur olan öğretmen size yaranmak için daha ne yapsın? Yazın da okula boya badana mı yapsın? Çatıları mı aktarsın? Cam mı silsin? Ne yapsın?

Öğretmen üç ay evde yatmıyor. Düşün öğretmenin yakasından.

Bari iki ay rahat bırakın...

Meryem Aybike Sinan-Türkiye Gazetesi

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

6 Yorum