Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmenler ile istişare kültürü geliştireceklerini açıklamıştı. Bakan Tekin'in yardımcısı olan Ömer Faruk Yelkenci bu anlamda X hesabını yorumlara kapatarak öğretmenlerin sorunlarını nasıl görmeyi düşünüyor? Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci'nin, X hesabını yorumlara kapatması büyük soru işaretleri oluşturdu. Yoksa Bakan Tekin'e karşı Bakanlıkta bir antitez oluşturma çabası içerisine mi giriyor? Bakan Yusuf Tekin'in ''öğretmenleri paydaş haline getireceğiz'' mottosunu çiğneyerek Bakanlıkta kendi çizgileri doğrultusunda karşı bir güç kurma çabası neden? sorularının cevabı Bakanlık çevresinde sorulmaya başlandı bile.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in Öğretmenler Odası Buluşmaları kapsamında bir sözünü hatırlatalım:

" Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten çok büyük bir camia. Biz şöyle bir mantıkla hareket ettik. Dedik ki 'Yani madem bu kadar büyük bir ekibiz, bunun dezavantajlarını değil, avantajlarını görmemiz gerekiyor. Yaz aylarında da biz arkadaşlarımızla bir istişare süreci başlatalım dedik.''

Gerçekten de öyle oldu. Bakan Yusuf Tekin, sözünü tutarak öğretmenlerden her anlamda gelen eleştirileri kabul etti ve bunları görmezden gelmek yerine dinleyip çözüm getirmeyi tercih etti. Milli Eğitim Bakanlığındaki bu değişim ''MEB camiası'' tarafından takdirle karşılandı.

Şimdi Bakan Yusuf Tekin böyle bir düzen oluştururken, hatta bundan öte Bakan Yardımcıları ve Genel Müdürlere saha ile iç içe olun talimatı verip 81 il gezisi düzenlemelerini isterken, Bakan Yardımcısının sosyal medyada bile eleştirilere tahammül edemeyişinin sebebi sizce nedir? Gelin yakından izleyelim.

Yusuf Tekin ,Öğretmenlere değer veren, eğitim adına bir şeyler isteyen, eleştirileri bolca kabul eden ve gelen eleştiriler doğrultusunda adım atabilen iletişimi güçlü bir isim.

Peki şimdi şunu hatırlatmak istiyoruz. Ziya Selçuk döneminde Bakan Yardımcısı olan Mahmut Özer, MEB'deki karışıklığı fırsat bilip aradan sıyrıldı ve Bakan olabilmeyi başardı. Peki bunu nasıl yaptı?

Hiç kimseyle polemiğe girmedi. Öğretmenlere yardımcı olmayı denemedi. Kendine siyasi güç devşirdi ve de Bakanlıktaki ilk boşluğu fırsat bilerek, adını ve kendini Ziya Selçuk döneminde hiç yormayarak daha sonra ilk fırsatta Bakan olmayı başardı. Mahmut Özer, camiaya ve Bakan Selçuk'a yardımcı olmak yerine kendini yıpratmayarak Bakan olmaya çabalamıştı.

Şimdi Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenciye soruyoruz:

Bakan Yusuf Tekin, sırf bir şeyleri çözmek adına öğretmenler ile bu kadar içli dışlı iken, tüm eleştirileri kabul ediyorken, sosyal medyayı bu kadar aktif kullanırken, cesurca kararlar alıp kendisinin değil ülkenin geleceğini düşünürken, Bakan Yardımcısının X üzerindeki eleştirileri bile engellemesi, sıfır risk politikası gütmesi neden?

Bakan Yusuf Tekin'in çizgisini benimsememesi, kendisine yönelik has bir çizgi benimsemesi neden? Bunun altında yatan psikolojik sebep nedir? Kendisini Bakan Yusuf Tekin'in atamasına rağmen neden gölge Bakan gibi hareket etmeyi tercih ediyor?

Gerek İl Müdürlüğü atamaları gerekse Bakanlık atamalarında kendini bu kadar sağlama alması, destekçi toplaması lakin söz konusu halka açılmak olduğunda hiç risk almaması neden?

Bakan Yardımcısı neden isminin yıpranmasından korkuyor?

Diğer Bakan Yardımcıları ve Genel Müdürler sahayı bu anlamda çok iyi kullanırken, öğretmenlerle ve bazı çevrelerle çok iyi diyalog geliştirirken, yine eleştiriler anlamında dinleyip bir şeyleri çözme çabasına girerken Sayın Bakan Yardımcısının bu anlamda kendini yıpratmak istememesi neden?

Öğretmenler Sayın Bakan Yardımcısının görev alanıyla ilgili soruları kendisine iletmek isterlerse nasıl bir yol izlemeleri gerekiyor?

Bakan Yusuf Tekin'e kolayca ulaşabilirlerken onun yardımcısı konumunda olan kişiye neden ulaşmaları bu kadar zor?

Her şeyi bir yana bırakıp X üzerinden yorumları kapatmasındaki sebebi nedir?

Bakan Yardımcısının sakladığı bir şeyler mi var?

Son olarak Bakan Yardımcısının ilerisi için kendisine Mahmut Özer gibi bir çizgi belirleyip ileride ilk fırsatta Bakan olmayı mı hedefliyor?

Mahmut Özer gibi öğretmenlerin çiçeklerini bile kabul etmeyen, ya da kendisine en ufak eleştiride bulunanları görevden alacak bir otoriter tarz mı yaratmak istiyor?